4. Etkinliğin Ardından
Uzun bir aranın ardından hep birarada olduğumuz için çok mutluyduk. Bugün 26 Mart, artık bahar yüzünü göstermiş soğuk kış günlernde özlemle beklediğimiz ormana doğaya kavuşmuştuk. Sabah 9’da buluştuk arkadaşlarımız ve öğretmenlerimizle. Hemen fark ettik, herkes biraz daha büyümüş gelişmişti. Heyecanla otobüsteki yerimizi aldık. Fikret Öğretmen mikrofonu eline aldı ve önceki haftaların küçük bir hatırlatmasını yaptı, anılarımızı tazeledik, geçmiş günlere döndük bir an… Yaptığımız etkinlikleri, leziz yemekleri, yürüyüşlerimizi, sıraya girmeyi, artım burgusunu, geyik kardeşi, likenleri, orman karıncalarını, ızbarçoyu, kazık bağını, evine dönen tavşanı, ringa balığının öyküsünü anımsadık gözlerimiz buğulanarak. Ardından keklerimizi ve meyve sularımızı midemize indirip çevreyi gözlemlemeye başladık. Doğa uzun bir uykudan uyanıyor gibiydi. Çimlerin yeşili çoşkun parlak tonları merhaba diyordu… “Merhaba Çocuklar” özledik sizi…
Bu sefer sarıcakaya orman deposunda farklı bir yere gidiyorduk. Ağaç dikmeyi öğrenecek, doğaya bir güzel katkı daha yapacaktık. Artık soluduğumuz havada kuşlarda, çiceklerde, yediğimiz balda bizim de payımız olacaktı. Önce fidan üretme konusunda Hüseyin öğretmenimizden bilgiler aldık. Kendisi bize küçük torbalara nasıl toprak doldurulduğunu ardından nasıl ağaç tohumlarının ekilip fidan yatağına konulduğunu gösterdi. Hemen işe koyulduk. Takım liderlerimiz katlanan çok amaçlı küreklerini çıkardılar ve bizim getirdiğimiz torbalara tüp şeklinde toprağı doldurmaya başladık. Öyle göründüğü gibi kolay falan zannetmeyin. Önce doldurup sonra yere dibini vurarak güzelce sıkıştırıyorduk. Yoksa tohumun kökleri dışarıda kalıp ziyan olabilirdi. Gzelce birbirimizle yarışırcasına yaptık görevimizi, yükledik el arabasına ve yolunu tuttuk fidan yatağının. Öyle yastıklı yorganlı falan değil ama güzel bir beton havuzdu bu. Hüseyin öğretmenimiz burada tohumları toprağın içine koyarak fidan tüplerini oluşturacağımızı anlattı. Ancak tutma olasılığı ve biyolojik çşartların gereksinimine göre farklı sayılarda koymamız gerekiyordu. Meşe ve fıstık çamı tohumlarını sıraya girerek yerleştirdik toprak dolu tüplere. Seneye küçük fidelere dönüşecek yeni bir ağacın yavrusu olacaktı. Bu işlem bittikten sonra kısa bir yürüyüşün ardından yemek saati gelmişti. Özlediğimiz açık hava yemeği ve mangal hepimizi iştahlandırdı. Sıraya girerek ellerimizi sabunla güzelce bir yıkadık.
Yemek sonrası planımız ağaç dikim ve bakımını öğrenmek öğrenmekle kalmayıp uygulamaktı. Ardından Hüseyin öğretmenimiz fidan dikmeyle ilgili güzel bilgileri aktardı.
21 – 26 MART Orman Haftasıdır.
•Fidan dikim zamanını, ağaç türlerinin biyolojik özellikleri ve iklim şartları tayin eder. Genellikle büyümenin durduğu andan, sürmenin başladığı zamana kadar geçen süre içersinde ,don olmayan zamanda dikim yapılabilir.Kaplı fidanlar sulamak kaydıyla toprak tavda olduğu zaman her mevsim dikilebilir.Ülkemizde genellikle ilkbahar,sonbahar ve bazı müsait bölgelerde kış ayları dikim için uygundur.
•Ayrıca ,yapraklı tür fidanların yapraklarını dökmüş olmaları ve dikim yapılacak toprağın tavında olması,yani çok kuru veya çamur olmaması gerekir. Toprağın çok ıslak,donlu veya karla örtülü olması halinde dikim yapılmamalıdır.Fidan ambalajında;naylon torba ve ambalajın bağlanmasında tel kullanılmışsa bunlar mutlaka sökülüp atılmalıdır.
•Fidan çukuru, fidan köklerinin gerektirdiği derinlik ve genişlikte olmalıdır.Fidanı,fidanlıkta yetiştirildiği kök boğazı hizasındaki derinlikte dikmeli,çok sığ veya derin olmamalıdır.
• Fidanın dikiminden önce(yapraklı fidanlar,kavak) gerek kök ve gerekse gövde dalları usulüne uygun budanmış olmalıdır.
•Dikimde fidan gövdesinin dik durması sağlanmalıdır.
•Dikim yapılacak toprakta yeteri kadar organik madde yoksa, fidanın beslenebilmesi için toprağa ¼ ü kadar yanmış ahır gübresi ilave edilmelidir.
•Dikimde fidan çukurundaki toprak yeteri kadar çiğnenerek sıkıştırılmalıdır.
• Boylu fidanların rüzgar etkisi ile devrilmemesi için kazık vs. ile tespiti yapılmalıdır.
•İmkanlar varsa dikilen fidanlar, dikimi müteakip bolca sulanmalı yani can suyu verilmelidir.
•Dikilen fidanların normal gelişebilmesi için,sulanması,çapalanması,yabancı otların alınması zararlılardan korunması ve fakir topraklarda gübrelenmesi gerekir.
•Fidanda bir canlı olduğuna göre,gelişmesi için suya mutlaka ihtiyacı vardır.Yalnız üst toprağa bakarak kurudur diye sulamak çok hatalı olabilir. Fidanın köklerinin bulunduğu derinlikteki rutubet durumu önemli olduğundan,bu derinlikteki duruma göre fidan sulanmalıdır.
•Sulamalar arasındaki durumu mümkün olduğu kadar uzatmakta ve sulamanın bolca yapılmasında fayda vardır.Bu suretle fidanın iyi gelişmesine yardım edilmiş olur.
•Fidanın su kadar toprağın içindeki havaya da ihtiyaç vardır. Bunun için fazla sulamadan kaçınılmalıdır.
•Fidanlar,hayvan,böcek,mantar,ot,don,kar kırması,durgun su gibi tehlikelerden korunmalıdır.
•Fidanın daha güzel,daha kuvvetli ve gürbüz olmasını,bol çiçek ve meyva vermesini sağlamak için budama yapılmalıdır.
•Budamanın derecesi ne olursa olsun,ağacın tepe şekli korunmalıdır.İbreli türlerde yalnız kuru ve hastalıklı dallar budanmalı,başkaca bir budama yapılmamalıdır.Bitkilerin tabii yapı ve özellikleri dikkate alınmalı,tabiattaki şekil ve büyüklükte,yani tabii halde bırakıldıkları takdirde daha güzel oldukları unutulmamalıdır.
•Her kişinin, her bahçıvanın budamayı bildiği kabul edilmemeli,budama ehil kişilerce yapılmalıdır. (Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü)
Hepimiz yarışırcasına ağaç dikiyorduk, uzun zamandır böylesi güzel bir duyguyu yaşamamıştık. Yüreğimizdeki sıcaklık, sorumluluk duygusu ve faydalı olmanın verdiği huzur tanımlanamaz bir sevinç yarattı bizde. Kısa sürede 70 ağaç fidanı diktik ve cansuyunu verdik.